Sevgili okurlar bahar resmi olarak geldi. Önce havaya, sonra suya, sonra toprağa düşen cemre en son olarak da gönüllere düştü. Bizi bu güzel havaların mahvedeceğini bildiğimiz halde dört nala yeni ilişkilere koşuyoruz. Ama ne demiş eskiler, “Kork nisanın beşinden, öküzü ayırır eşinden.”
Tüm kış boyunca sinsi gibi stolkladığınız o güzel kızlarla, o cengaver delikanlılarla aksiyona başlamak için harika zamanlama. Potansiyel manitalarınızı belirledikten sonra ilk adım sevginizi dile getirmek. Karşınızdakine açılırken önemli olan çok açılmamak. Bir boy verip şezlongunuza geri dönün. Samimi, hızlı ve kendinizden emin olun. Açılma faslını boğulmadan atlattıysanız birbirinizi tanıma bölümüne hoş geldiniz. Bölüm sonu canavarıyla tanışmak istemiyorsanız dikkatli olmalısınız.
Amcasının küçük kızının tayinin Bartın’a çıktığını siz nasıl aklınızda tuttuysanız, o da yengenizin en güzel yaptığı tatlının kalburabastı olduğunu anında bilmeli. Akrabaları tanımadan sonra pek çok ilişkinin kırılma noktası olan bölüm, eski sevgilileri konuşma! Adı üstünde işte konuşma, belli ki işler b*ka saracak. Konuşma ya. “Eski sevgilileri konuşmazsak öleceğiz.” Hastalığına yakalandığınız için illa konuştunuz değil mi? O zaman sonraki bölüme önden buyurun, İlk kavga!
Şu lafları duyuyorsanız hazır olun, ortalama iki dakika içinde nur topu gibi bir kavganız olacak.
“Aradım telefonun kapalıydı?”
“Kimdi o herif?”
“En çok neyimi seviyorsun?”
“Bugün bende bir değişiklik var, tahmin et ne?”
“Beş dakikaya hazırım demiştin, yarım saat oldu!”
“Bugün günlerden ne?”
“Elbisenin geri kalanı nerde annem?”
İlla ki bu konular konuşulacak, ya kırmızı kart yenecek ya da sözleşme uzatılacaktır. Araya mesafeler girince tatlı çiftimizin arasına soğukluk da girer. Günlük arama sayısı sekiz yüz katına çıkar, her biri iki saat süren konuşmalar da öğlen yemeğindeki enginarın çiğ kalmasına kadar her şey etraflıca konuşulur. Cevap vermek yetmez kamera açılır. Laptopla yatılır, laptopla kalkılır, tuvaletten canlı yayın yapılır. Yapmasanız iyi olur.
Mesafeler aşka engel olamaz doğru ama ilişkiye olur. Bir de “Biz hiç kavga etmeyiz.” Ciler var. Bu çiftler, özellikle çift buluşmalarında can sıkarlar. Her çift birbirine laf sokup birikmiş kinini dökerken bunlar mıç mıç mıç aşk böceği gibi olurlar. İticisiniz çocuklar.
Her şey iyi hoş da modern zamanlarda ilişkiler neden yürümüyor? Hazırsanız efsane tespit geliyor. Bizce ilişkilerin yürümeme sebebi ilişkide rollerin değişmesi. Öncelikle kadınlar hayatta güçlü durabilmek için erkeksileşmeye mecbur bırakıldılar. İş yerinde, otobüste, evde feminenlikleri başa bela olduğu için daha eril bir enerjiye büründüler. Bugün kimseye muhtaç olmamak için her işi kendileri yapıyorlar. Çok da güzel yapıyorlar. Erkekler de kendisine maddi manevi hiç ihtiyacı olmayan bu 2.0 sürüm kadınlara nasıl yaklaşılacağını çözemedi. Ve tahmin edin ne yaptı? İçine kapandı.
Etrafınızdaki çiftlere bakın. Sorumluluklarından kaçan, tembel, tripli, nazlı erkeklerle, aynı anda yüz iş yapabilen cengaver ve dominant kadınlar bir arada olmaya çalışıyorlar. Ve iki tarafta birbirinden şikayetçi. Aslında çözüm çok basit. Kadınlar, erkeklerden bir şeyler istemeye çekinmeyin. Çok bir şey değil ya bırakın sanayiye de arabayı biz götürelim, o musluğu biz tamir edelim, size bir şeyler ısmarlamamıza arada bir izin verin. Bu sizi muhtaç yapmaz, hayatı müşterek yapar. Ava gidemiyoruz, ata binemiyoruz, kılıç kuşanamıyoruz. İçimizdeki ilkel erkek bir prensese dönüşmek üzere. Bize kendimizi güçlü hissedeceğimiz küçük alanlar bıraksanız yetecek. Ve erkekler, bu güçlü kadınların karşısında yaymayın. Her zaman onları destekleyin ve isteklerine kulak kabartın. Onu mutlu edecek restoranı önceden düşünün, şarabını seçin, o tatiliniz için online uçak bileti kovalarken siz GTA’da polis kovalamayın. Kapıları gücü yetmediği için değil önceliğinizin hep o olduğunu göstermek için açın. Hadi bakalım, aşkınızı doyasıya yaşayın. Düğün davetiyenizi yollamayı da unutmayın.