Şu an ne kadar büyük bir heyecan içerisinde olduğumu size anlatamam ve diziyi izlerken neler yaşadığımı size aktarmam da gerçekten çok zor ama neyse ki diziyi çığlıklar içinde izleyişimizi yayınladığımız yazımızda görebilirsiniz.
Bu bölüme öncelikle mükemmel ekibimizin muhabbet dolu yolculuğuyla başladık ve emin olun bu kısım da süren muhabbetler bir saat sürse hiç sıkılmadan izleyebilirdim.
Konuşulan her şey gerçekten de bu adamların yan yana geldiklerinde konuşacağı konular ve buna kız dedikodusu, laf dalaşı ve birbirlerini sorguladıkları sahnelerde dâhil olunca çok iyi bir muhabbet özeti izlediğimizi düşünüyorum.
Yaşları ve hayat tarzları çok farklı olan ekibin aralarında ki en genç olan Gendry sataşmaları bence çok komikti ve Gendry çekici ile ekibe katılarak gayet havalı bir giriş yapsa da bu bölüm henüz böyle bir aksiyona hazır olmadığını göstermeleri bence iyi olmuş.
Jon Snow bu ekibin içinde öleceğini düşündüğümüz son kişi olsa da Jeor, Tormund ve Tazı ’da hiçbir zaman ölmesini istemediğim karakterler olduğu için bu kadar güvensiz bir yerde olmamız çok canımı sıktı. Ve şu noktada herhangi birinin ölümü artık hiçte şaşırabileceğimiz bir şey olmadığı için sanki hiçbir sıkıntı yokmuş gibi yaptıkları muhabbetlere hiç doyamadım.
Jon Snow ’un Jeor Mormont ’a babasından yadigâr kalan kılıcı geri vermek istemesi ama iki güzel insanın gayet güzel anlaşıp yollarına devam etmesi çok güzel ve anlamlı bir sahne olmuştu ama bence Tormund ’un Bran ile ilgili hayallerini anlatırken tazının birden öfkelenmesini es geçmeyelim. Çünkü Tazının en son Bran yüzünden nerdeyse öldüğünü hepiniz hatırlıyorsunuzdur.
Bu bölümün en keyif kaçıran olayıysa Aryanın haklı olarak Sansanın üzerine yürümesi oldu ama bir yandan da Sansanın neler yaşadığını biz bildiğimiz için bu konuda Aryayla empati kurmamız da çok zor oluyor. Arya ve Kuzey dizide ki en sevdiğim şeylerden olsa da Kuzeyliler zaten biraz kalın kafalı oldukları için onların kafasını karıştıracak en ufak şeyde liderlerine isyan edeceklerini de gayet iyi biliyoruz.
Ve Sansa da insanların güvenini çok çabuk kaybedecek bir pozisyonda ama ben Sansa ve Arya kavgasının da büyüyeceğini düşünüyorum. Bence Baelish ortadan kaldıracak kişi Sansa bile olabilir. Çünkü Aryanın açık açık onu tehdit etmesinden sonra Sansa kendini en üstte kimsenin ona zarar vermeyeceği bir noktaya koymak isteyebilir.
Bu kız çok şey yaşadı ve ne Bran ne Baelish ne de kardeşlerinin artık ona güven hissini veremeyeceğini düşünebilir ki zaten bu sezonun fragmanlarında Sansa ‘ya çok odaklanmış olması onun yükselişini ya da yok oluşunu göreceğimiz anlamına da geliyor olabilir.
Duvarın ötesine dönersek karşımıza çıkan ayı yüzünden çığlık attığımı ve ardından diziyi korkarak izlemeye başladığımı söyleyebilirim. Korku, endişe ve heyecan birbirine karışmaya başlayınca umut yavaş yavaş yok oluyor. Bir ayıyı öldürmek bile bu kadar zorken tüm ölüler ordusuna karşı şansları olmadıklarını biliyordum ama kurdukları tuzağa düşen Akgezeni öldürdüklerinde kafamı karıştıran bir şey daha oldu.
Akgezeni öldürdükleri an diğer ölülerinde yere yığıldığını gördük ve ilk aklımıza gelen ölülerin o Akgezenin kontrolü altında olduğu oldu ama neden içlerinden sadece bir tanesine bir şey olmadığını da anlayamadık.
Ya bu Night Kingin kurduğu bir tuzaktı ve sadece bir tanesi haber vermek için Night Kingin kontrolündeydi ya da bu bir ölünün gruptan bağımsız olup haber vermesi için düzenli olarak uyguladıkları bir sistem ama ben o ölünün Night Kingin sihrinde olduğunu düşünüyorum. Ki bu da o ölüyü duvardan geçirmenin kötü bir fikir olduğu düşüncesini doğuruyor.
Bunların detayına daha sonra geleceğim çünkü sonuç olarak bir tanesini yakaladılar ama daha büyük bir grubun yaklaştığı an hatta yaklaşan herhangi bir Akgezen bile görmeden Gendryi Dany ye kuzgun yollaması için göndermeleri bize ne kadar plansız olduklarını göstermiş oldu.
Yani Gendry in Danyye haber yollaması tabi ki de çok mantıklı ve iyi ki de Jon Snow erken davrandı ama böyle bir tehlikenin olacağı en azından küçük bir ordunun karşılarına çıkacağı çok belliydi. Ve daha çatışma bile olmadan ilk fırsatta koşa koşa Dany ye haber vermeleri kendilerine ek olarak Danyyide riske atmaları demek ki, öyle de oldu.
Dany ise bu sırada Tyrionla şömine başında oturmuş Jonun ona ne kadar âşık olduğunu konuşuyor, ama bir yandan da kahramanlık yapmak için gittiğine de kızmış durumda ki son derece haklı olduğunu söylemem gerek. Jonun veya herhangi birinin oralarda ölmesi çok normal bir durum ve böyle bir intihar görevinden sağ salim çıkabilmek zaten büyük bir şans ama ona haber geldiğinde kendisinin de çok farklı bir şey yapmadığını biliyoruz.
O yüzden Tyrionun onu durdurma çabasının çok samimi olduğunu göz ardı etmemek gerek çünkü Danyninde gidip oralarda ölmesi çok düşük bir ihtimal değil. Ayrıca konuştukları bir başka önemli olayda Danynin çocuğunun olmaması detayı çünkü Dany tahta geçse bile ardından kimi varis bırakacağını bilmiyor ve bu Tyrion için çok önemli bir soru işareti.
Bu arada hatırlarsanız Dany, Khal Drogoyu kurtarmak için kan büyüsüne başvurduğunda ilk çocuğunu da kaybetmişti. Ve cadı güneş batıdan doğup, güneyden battığında, denizler kuruyup, dağlar yaprak gibi rüzgârda dağıldığında rahminin yeniden canlanacağını belirtmişti.
Ama bu kehanet aslında mümkün olamayan şeyleri sıralayan saçma sapan bir kehanette olabilir yani Dany çocuğu olup olmayacağını aslında net olarak bilmiyor. Ama önemli olan çocuğunu feda ederken 3 ejderhaya hayat vermiş olmasıydı ve bu bölümde bu açıdan çok önemliydi.
Zaten Tyrion hariç tüm erkekler bir kayanın üzerine çıkmış durumdalar ve o gelene kadar sanırım bir buçuk gün kadar orda kaldılar. Bence 2 sezon önce ölülerle olan savaşta inanılmaz gergin geçmişti ama bu sefer dizinin kalitesine iyice alışan gözlerim her şeyi çok daha gerçekçi olarak gördüğü için çok daha büyük bir korkuyla bu sahneleri izledim ve o kayanın üzerinde ki uzun bekleyiş gerçekten inanılmaz bir süreçti.
Tazının canı sıkıldıkça yakaladıkları ölüyü tekmelemesi ve buzun donmasını bekleyen ölülere taş atmaya başlamasına gülerken suyun artık buza döndüğünü fark etmemiz çok kötü oldu ama hadi bizim fark etmemiz neyse de taşı attığı ölü fark etmese iyiydi.
Bu sırada Night King de atın üzerinde bekliyor ama neden o suyu buza çevirmediğini bilmiyorum? ya da neden ölülerin suyu yüzerek geçmelerini sağlamıyor ki? bu da bir soru işareti yani eğer yüzemiyorlarsa bölümün sonunda nasıl… Neyse oraya birazdan geleceğim.
Sonuç olarak korkunç bir mücadele daha başlamış oldu ama bu bölüm Game of Thrones tarihinde hep beklenen ve Daenerys ın en havalı hareketini görmemize sebep olan sahneyi izlemişte olduk çünkü o beyaz mavi sonsuz kış diyarı alev alev yanmaya başladı.
Danynin Jonun tek bir çağrısıyla duvarı aşıp 3 ejderhasıyla tüm ölüleri yakmaya gelmesinin hiçbir zaman unutulacağını düşünmüyorum ve Tazı ile Thormundun dehşete düşmüş bakışları, Jon ve Jeorın hayran oluşları inanılmazdı.
Tamda bu noktada işlerin tamamen tersine dönüp herkesin güle oynaya dağılacağını düşünmedim tabi ki ama işler buraya gelmişken gerçekten de Azor Ahai ile ilgili bir şeyler göreceğimize çok emindim ama öyle olmadı.
Ve her şey sonunda konuşmamız gereken noktaya geldik çünkü o lanet mızrak Viserion saplandı ve zavallı ejderhanın acılar içinde kan kaybederek buza çakılması Rhaegal ve Drogonun attığı çığlıklar ve Danynin çaresiz bakışları izlemesi çok zor sahnelerdi.
Viserion gözlerini kapatıp usulca suyun içine çekilmesini hiç unutamayacağım ve Night Kinge o an duyduğum öfkeyi ifade etmem gerçekten mümkün değil. Jonun daha da sinirlenip adım adım Night Kinge yaklaşmasını da anlayışla karşılıyorum.
Ama yine de bir yanım Jon bir an önce Drogona binseydi bunlar olmazdı diye düşünmüyor da değil ve hatta hiç duvarın ötesine geçmeselerdi düşüncesi de aklımdan bir türlü çıkmıyor.
Ama buradaki en önemli soru Night King neden o mızrağı gözünün önünde ki Drogona değil de zor hedef olan uçan ejderhalardan birine fırlattığı. Night King belli ki Jonu öldürme niyetinde değil ama bunu bilerek mi yapıyor yoksa senaristler böyle detayları atlıyor mu henüz anlamamız da mümkün değil.
Çünkü bana soracak olursanız bu bölüm herhangi birinin o savaştan kurtulma şansı kesinlikle yoktu ve eğer ölmedilerse Night King onları öldürmeyi seçmediği için ölmediler. Bunun arkasında yatan bir sır ortaya çıkmazsa bu kurtuluşun çokta anlamlı olmayacağını bilmek gerek çünkü bölümü izlerken Night King asıl istediği şeyin bir ölünün insanlar tarafından Westeros götürülmesini istediğini düşündüm.
Olabilecek en mantıklı şey Night King sihri altında ki bir ölünün duvarın diğer tarafına hatta güneye götürüldüğünde hala ne kadar kendi kontrolünde olup olmayacağını test etmesi olabilir.
Neyse ömrümüzden ömür çalan bölüme devam edecek olursak bide Jonun ejderhaya binemeyip suyun içine çekilmesinden bahsetmemiz gerekiyor. Ben bölümü tam olarak bu sahnede kesmedikleri için kendilerine teşekkür etmek istiyorum çünkü normalde bir bölümü bitirmek ve bir hafta bekletmek için çok uygun bir andı ama böyle bir acımasızlık yapmayı tercih etmemişler.
Aksine Jonun sudan çıkışını ve ıslanınca beş yüz kilo olan kürkünü çıkarmadan tekrar savaşmak için ayağa kalkışını izledik ve burada Jonun kılıcındaki kurt kafasının Jonun sudan çıkar çıkmaz gözünü açtığını gördük ama bunun bir ışık oyunu ya da su damlası olduğunu düşünüp geçiyorum. Şimdilik üzerinde durmaya gerek yok bence.
Hemen ardından yıllardır duvarın arkasında takılan Benjen amcanın çıkıp gelmesiyle dizi bize yine Jonun bu hayatta ne kadar şanslı olduğunu kanıtlamış oldu ve onun sayesinde daha bölüm bitmeden yarım kalan aşk hikâyemize kaldığımız yerden devam etmiş olduk.
Westeros gerçekten de acılarla dolu ve Dany duvarın üzerindeyken onun için her günün bir öncekinden daha da zor geçmeye başladığını düşündüm ama Jonun at üzerinde gelmesiyle yüzünde oluşan heyecan tüm bu zorluklara değdiğini gösteriyor.
Jon yatarken başında beklemesi ve gerçekten de kalbinde ki yara izlerini görmüş olması çok güzel detaylardı. Bu arada biz kendisinden “Dany” diye bahsediyoruz ama Jon da bu bölüm ona “Dany” diye seslenince bir garip oldum ki o da bu hitabı kullanmasını istemedi ama ardından “Kraliçem” sözü gelince eli ayağı salınmadı değil.
Danynin elini tutması ve Jonun onun elini bırakmaması zaten çok hoş ama artık Jonun ona diz çökeceğini söylemesi ve Danynin “umarım buna layığımdır” demesiyle artık bize ikisinin de her konuda tamamen aynı sayfada olduklarını göstermiş oldular. Bence çok etkileyici ilerleyen mantıklı bir aşk hikâyesi izliyoruz. Çünkü bu günün geleceğini hep biliyorduk. Ama anlatım şeklinin hem duygulu hem de aksiyon dolu olması çok güzel oldu.
Son olarak eklemek istediğim detay Night Kingin ejderhayı diriltmesi ile ilgili çünkü artık kendisi kontrolsüzce Westeros üzerinde yol alabilecek konumda çünkü duvarın büyüsü bence önümüzde ki bölümün sonunda bozulacak.
Ama lütfen o ejderhayı o suyun içinden nasıl çıkardıklarını biri bana söylesin yani konu zinciri bulmak değil suyu geçemeyen ölülerin suya dalıp bu ejderhanın boynuna dev zincirleri dolaması hani bunlar yüzemiyorlardı. Neyse bir sonraki yazıda görüşmek üzere uzun bir yazı oldu.
