Bu makalede kısaca; sosyal medyada “influencerlar”ı hakkında genel bilgi elde edebilir, mikro-influencerların neden yükselen bir değer olduklarını biraz daha detaylı görebilirsiniz.
Markaların kurumsal iletişim ve pazarlama çalışanları reklam çalışmaları için en etkili yöntemin ünlü işbirlikleri olduğunu görerek, yıllarca bizleri birbirinden farklı yüzlerle binlerce reklamda buluşturdular. Hatta bir zamanlar New York Times’ın da belirttiği gibi markalar için bu ünlü işbirliklerinin olduğu reklamlardan daha çok satış sağlayan başka bir yöntem yoktu. Malum, gelişen ve değişen dünyamızda sosyal medya fenomenlerinin etkisi artıkça, reklamlardaki ünlü işbirlikleri tüketiciler üzerinde eski gibi bir etki bırakmıyor.
Bunun en önemli sebebini şöyle açıklayabiliriz; ünlü isimler her ne kadar popüler olursa olsun, birden fazla marka ile anılıyorlar ve artık tüketiciler o ünlünün ürünü gerçekten beğenip kullandığı konusunda ikna olmuyor. Bununla beraber ünlü işbirlikleri artık yerlerini belli alanlarda sözü geçen “influencer”lara bırakıyor.
Influencer’ların sosyal medyadaki etkisi gerçekliğe ve samimiyetin öne çıkmasını sağlıyor. Tüketiciler artık sık sık markaların reklamlarını görmektense, ürünü kullanıp deneyen, tavsiye eden kişilerin kendileri üzerinde bir etki yaratmasını bekliyor. Gerçeklik ve samimiyet duygusundaki en önemli şey; tüketicilerin ünlü işbirliklerindeki ürün tanıtımları için para aldıklarını bilmesi ve o ünlünün sosyal medya hesabında bambaşka ürünler görüyor olması. İşte bu yüzden gerçeklik ve samimiyetten uzaklaşan ünlü işbirlikleri, ünlü olmayan kişilerin birçok farklı konuda otorite haline gelmelerini sağlıyor. Sahip oldukları güç ve yarattıkları etki ile birlikte “Influencer Marketing” kavramı ortaya çıkıyor.
Sosyal medyadaki bu otorite “influencer”lar tüketici için ünlü işbirliklerinden daha samimi ve gerçek bir deneyim sağlıyor. Influencer’ların ünlüler kadar geniş kitlelere hitap etmemesi, takipçi satın almaması ve takipçileriyle sağlam ilişkiler kurmaları tüketicilerin satın alma kararlarını büyük ölçüde etkiliyor. Influencer’lar, kendi belirledikleri uzmanlık alanlarında, konularına uygun ürün tanıtıp paylaşımlarını gerçekleştiriyorlar.
Influencer’ların etkisi tüketici üzerinde her ne kadar gerçek bir deneyim sağlasa da, sosyal medya platformlarının kullanıcı sayısı arttıkça algoritmalar değişiyor ve bir influencer takipçi tabanı artıkça kitlesiyle olan etkileşimi düşmeye başlıyor. Aynı şekilde verdikleri sponsorlu reklamlardan da aynı verimi alamıyorlar.
Bu noktada da çok daha düşük takipçi sayılı “mikro-influencer”ların değeri yükseliyor. “Mikro-influencer” takipçilerine samimi bir şekilde ulaştığından, onların üzerinde bıraktığı etki “reklam yapıyor” yerine gerçek tavsiye niteliği taşıyor. 100 binden fazla takipçisi olan “influencer”lar ile yapılan pazarlama kampanyalarına kıyasla mikro-influencer’lara daha fazla güven duyulduğunu söylemek yanlış olmaz.
Dünyanın önde gelen micro-influencer ajanslarından Gnack’in CEO’su Chris Gonzales’in belirttiği gibi; “Micro-influencer’ların 100.000’den fazla takipçisi olanlara kıyasla Instagram paylaşımı başına ortalama 2 ile 5 kat arasında daha çok organik etkileşim yarattığını görmekteyiz. Kendiliğinden olan üstün etkileşim gereği içerikleri organik olarak daha iyi performans göstermektedir.”
Publics Media’nın hazırladığı 2018 İçerik Trend Raporu’nda da belirtildiği gibi; bir influencer daha az takipçiye sahip olduğunda, engagement oranları artıyor, takipçi sayısı arttıkça yorum ve like ile oluşan engagement oranları düşüyor. Özellikle 1mio’dan fazla takipçiye sahip olan influncerlar da bu oran benzer seviyelerde kalıyor.
Tüketicinin yüzde 82’si mikro influencer tarafından yapılan tavsiyeyi takip etme eğilimi göstermektedir.
Kısaca toparlamak gerekirse; mikro-influencer’ların deneyimlerini paylaşması tıpkı arkadaşlarımızın deneyimlerini paylaşması kadar doğal bir yöntem. Publics Media’nın 2018 İçerik Trend Raporu’na göre tüketicinin yüzde 82’sinin takip etme eğilimi gösterdiği mikro-influencer’lar pazarlama dünyasının yükselen değeri olmaya devam edecek gibi gözüküyor.